Sins Past



‘Ters gidebilecek her şey, ters gidecektir.’


Soluklanabileceği nadir kısa düzlüklerin olduğu yokuş aşağı dik bir inişe benzetiyorum Peter Parker’ın hayatını. Kısa vadeli mutlulukların üzerine yığılmış sorunlar – dertler – kötü tesadüfler yumağı. Bunları örneklemeye nereden başlasam ki! Belki de taa en başlangıca dönmeli.. Yakalanması için kılını kıpırdatmadığı bir hırsızın milyonlarca insanın yaşadığı bir kentte bula bula idolünü, baba yerine koyduğu adamı öldürmesi mi desem.. Can düşmanı, belalısı Ahtapot’un – nedenleri ne olursa olsun – ailesinden geriye kalan, o adeta taptığı kadınla evlendiğine tanık olması mı desem.. Zeka fakiri insanların hangi koltuklara oturduğu şu alemde zehir gibi olmasına rağmen gençliğini sefilleri oynayarak, beş parasız, Jameson karakterinde bir patronun ağız kokusunu çekerek harcayan bir kaybeden mi desem..

Mary Jane bu tepetaklak gidişin seyrek soluklanma noktalarından, şu kahrolası hayata isyan etmemesi için gerek ve yeter şart; kapı gibi bir dayanak. Ama ulu bilge Murphy der ki ‘Ters gidebilecek her şey, ters gidecektir’. Hele ki mevzubahis Peter Parker ise. Mary Jane ile ilişkisinin de sarpa sarma potansiyeli yazarların ceplerinde tuttukları bir kredidir ve bir noktada bunu kullanmaktan, Mary Jane’i gözlerini kırpmadan harcamaktan, destansı bir evliliği hiç varolmamış kabul etmekten geri durmazlar. Böylece Peter’in çetrefilli hayatındaki soluklanmaların birisi daha 2007 tarihli ‘One More Day’ ile tepetaklak gidişine maalesef dahil edilir..

Ama şu satırların yazarı olan okur Gwen Stacy ile avutur kendini. ‘Bir o kaldı geriye..’ diye geçirir içinden, ‘Hem genç yaşında kaybettik kendisini. Artık neyi değiştirebilirler ki!’. Sonra bir de öğrenir ki Gwen’in hayaletiyle de çoktan oynanmıştır, hem de Mary Jane’i silmeden bile önce.. Amazing Spider-man serisinin dümenindeyken Straczynski (ki yine ve yeniden ve hep Straczynski) bu konuya da parmak atmış, ‘Sins Past – Geçmişin Günahları’ hikayesinde Gwen Stacy’nin masum ve malum mirasını har vurup harman savurmuş, onu okur nezdinde bir sürtüğe dönüştürmekten geri durmamıştır. Bu çarpıcı olay örgüsünün mutlak özeti kısacık budur..

Peki bu noktaya nasıl gelinmiştir, ‘Sins Past’ ne anlatmaktadır, fasikül fasikül ilerleyelim..



---------------



Amazing Spider-Man #509 (Ağustos 2004)
Sins Past – Geçmişin Günahları - Bölüm 1/6
Yazar: J.Michael Straczynski
Çizer: Mike Deodato Jr.



Hikayemiz Mary Jane ile başlamakta. Mary Jane’in oyuncu seçmelerinde en nihayetinde başarılı olması ailede büyük bir mutluluk yaratır, herkesin keyfi yerindedir. Bu noktada yine hemen ulu bilge Murphy’ye söz vermek lazım: ‘Herşey yolunda gidiyorsa, kesin bir terslik vardır’. Nitekim May Hala, MJ ve Peter’ın keyifle başladığı akşam yemeği bir mektupla bölünür. Mektubu gönderen kişi güya – itikatınca uyusun – maktul Gwen Stacy’dir. Peter’ın kağıttaki el yazısına bakarak hükmettiği, mektubun gerçekten de Gwen tarafından yazılmış olduğudur. Mektup, Gwen’in Paris’te geçirdiği o gizli kalmış birkaç ayda kaleme alınmıştır ve amacı Peter’a bu zorunlu gidişin nedenini açıklamaktır. Ancak sadece tek sayfası gönderilen mektup yarıda kalır, merak uyandıran meçhul nedeni açıklayamadan sonlanır. Peter birilerinin onunla oynadığını düşünmektedir çünkü mektubun üzerindeki damga birkaç gün öncesinindir, gönderim yeri ise New York’tur.



Gece uyku tutmayan Peter, Gwen’in mezarını ziyaret eder. Ve fakat bu ziyaret beklenmektedir. Peter orada kendisini geçmiş günahlarını ödemekle tehdit eden, insanüstü hıza ve güce sahip maskeli iki karakterin saldırısına uğrar. Peter önce Örümcek Adam kimliğini belli etmeyecek şekilde hareket eder. Bakar ki olmayacak, karşısındakiler tehlikeli rakipler, örümcek yeteneklerini kullanarak (ve zifiri karanlıkta bunların farkedilmeyeceğini umarak) oradan geçen bir kamyona sıçrar ve olay mahalinden adeta kaçar. Ancak sergilediği sıradışı hareketler umduğunun aksine farkedilmiştir ve saldırganlar kendi aralarında ‘bunun pek çok şeyi açıkladığının’ yorumlarını yapmaktadır. Saldırganlardan erkek olanının maskesini çıkardığında Peter Parker’a olan benzerliği şaşırtıcıdır.

Şimdilik herhangi bir sıkıntı yok. Kafalarını Peter ile bozmuş iki psikopatın saldırısıyla sıradan bir Örümcek Adam gecesi geçiriyoruz aslında. İkirciklenmemiz gereken tek konu Peter’ın geçmişindeki günahlarının bahsinin geçmesi. Nedir bu günahlar, ne yapmıştır şu adamcağız da böylesi bir kin ve nefret uyandırmıştır? Gerçi okur bu konuda deneyimlidir çünkü hayatı zaten ‘gözünün üstünde kaşın var, bu yüzden öleceksin’ diyen psikopatların öyküleriyle geçmiştir..

---------------



Amazing Spider-Man #510 (Eylül 2004)
Sins Past – Geçmişin Günahları - Bölüm 2/6
Yazar: J.Michael Straczynski
Çizer: Mike Deodato Jr.



Peter hırpalanmış bir şekilde eve döner. Mary Jane’e gecenin olaylarını anlatırken MJ mektubun boş tarafının üzerinde bir takım izler olduğunu farkeder. Bu sayfanın üzerinde mektubun diğer sayfalarının yazılmış olabileceğini düşünmektedir ve Peter’a eski bir numara önerir: kağıdın arkasını hafifçe karalamak ve böylece orada her ne yazılıysa bunları ortaya çıkarmak. Ancak Peter kağıdın zarar görebileceğini söyleyerek teklifi kabul etmez. Çiftimiz May Hala’nın ısrarlı kahvaltı çağrısına boyun eğerek mutfağa indiklerinde onları yeni bir tehdit durumu beklemektedir. Peter Parker adına gelen yeni bir paketten bu sefer de bir not ve May Hala, Mary Jane ve yanlarında yüzleri silinmiş bir şekilde onlarla sosyal hayatta ilişki kurmuş saldırganların fotoğrafları çıkar. Notun üzerinde ‘Onları ne zaman istersek öldürebiliriz’ diye yazılmıştır. Peter fotoğrafları ve notu May Hala ve Mary Jane ile paylaşmaz.

Sonrasında Örümcek Adam olarak Detektif Lamont’u ziyaret eder ve mektubun boş arka tarafında neler yazılı olduğunu ortaya çıkarmasını ister. Klasik ‘bir arkadaşım için’ yalanını uydurur ve mektubun kimliği açısından tehlikeli olabilecek yazılı kısmını metal bir plakaya ağla yapıştırmış halde detektife teslim eder.

Durumlarından endişe duyduğu için önce Mary Jane’i arar. Mary Jane iyidir ve Peter’a May Hala’nın Anna’nın evinde olduğu bilgisini verir. Peter Anna’nın evini aradığında tanımadığı bir ses ona yanıt verir ve on dakika içerisinde belirttiği adreste olmadığı takdirde May Hala’nın öleceğini söyler. Örümcek Adam verilen adresteki depoya girdiğinde büyük bir patlama olur. Yarı baygın bir halde yatarken geçen geceki saldırganlardan erkek olanı yeniden ortaya çıkar ve Peter’ı öldüresiye dövmeye başlar. Amacına ulaşmadan önce kadın saldırgan araya girerek henüz zamanın gelmediğini hatırlatır. Bunun üzerine Örümcek Adam’ı orada bırakıp ayrılırlar. Bu arada saldırganlar birbirlerine isimleriyle hitap etmişlerdir: Sarah ve Gabriel..

Bir süre sonra kendisini toparlayan Örümcek Adam Detektif Lamont’un yanına gider. Lamont izlerin bir kısmını ortaya çıkarabilmiştir. Bölük pörçük bir şekilde, yazılanlardan şu anlaşılmaktadır: Gwen hamile olduğu için apar topar Avrupa’ya gitmiş ve orada ikizlerini dünyaya getirmiştir: Sarah ve Gabriel..

Hoppala! Masumların masumu, dokunulmamış Gwen’in ikizleri mi varmış! Peter bakir, Gwen bakire değil miydi o zamanlar, bize böyle aktarılmadı mı bu büyük aşk hikayesi? Yoksa biz küçüktük, saftık ve dünya henüz kirlenmemiş miydi? Hiç beklemediğim yerden geldi bu darbe. Öyle ki, bir kale daha yerle yeksan olurken ikizlerin ve saldırganların isimlerinin aynı olmasını ya da Peter’ın bu çocukların babası olma ihtimalini umursamıyorum bile. Peter’ın Gwen ile öyle bir münasebeti olduğu fikrini kabul etmeye hazır değilim..

---------------



Amazing Spider-Man #511 (Ekim 2004)
Sins Past – Geçmişin Günahları - Bölüm 3/6
Yazar: J.Michael Straczynski
Çizer: Mike Deodato Jr.



Peter, Gwen‘la ilgili bu çarpıcı iddiayı açıklayan mektubu evinde bir yere saklar saklamaz soluğu yeniden Gwen’ın mezarında alır. Amacı iddiayı doğrulamak üzere Gwen’dan DNA örneği almaktır. Bu acı ve hüzün dolu işlem bitince bir sonraki durak laboratuvar olur. Örümcek Adam burada Gwen’dan aldığı örnek ve kendisine gönderilen mektuplardaki tükürük örneklerini kıyaslayacaktır.

Bu esnada sahneye bir gece öncesinin kadın saldırganı çıkar ve Örümcek Adam’a doğrulttuğu silahıyla kendisini öldürmesine müsaade etmesini ister. Aksi takdirde çevresindekiler için sonuç iyi olmayacaktır, hak ettiği ölümüne sıra gelene kadar tüm sevdikleri de zarar görecektir. Tam bu sırada DNA analizi yapan cihaz bir sürpriz yapar; makineden gelen analizi bitirdim ‘ding’ sesiyle birlikte ortam bir anda hareketlenir. Saldırgan silahını ateşler, yılların kurdu Örümcek kendine has kıvrak yöntemleriyle önce kurşunlardan kaçar, sonra saldırganı yakalar, maskesini sıyırır ve..

Karşısındaki Gwen Stacy’dir.

Peter şaşkındır ama kendisini toparlamaya fırsat bulamadan kadın saldırgan kaçmayı başarmıştır. Niyeyse kadının peşinden gideceğine DNA sonuçlarına göz atmayı tercih eder Örümcek Adam. DNA eşleşmesi uyumlu çıkar. Artık okurun Gwen’la ilgili ‘acaba plastik cerrahi mi?’ kuşkusu giderilmiştir..

Çatılarda bir yerlerde Sarah ile Gabriel olayların üzerinden geçmektedirler. Gabriel acımasızdır, ‘Babamız o. Bizi terketti. Annemizi terketti ve onun ölümüne neden oldu!’

Artık Peter’ın sabık günahları ortaya çıkmıştır..



Peter eve döndüğünde Mary Jane’i elinde malum mektupla bulur ve her suçüstü yakalanmış erkeğin yapması gerektiği şekilde olayı inkar etmeye başlar..

Şaka şaka, öyle olmuyor tabi ki. Sadece takip ediyor musunuz onu denedim :)

Ortada Peter adına halihazırda aydınlatılması gereken bir durum yoktur çünkü Mary Jane’e açıkladığı üzere Gwen ile aralarında o düzeyde herhangi bir ilişki olmamıştır. Bunu dile getirdiği sırada esas bombayı MJ patlatır: ‘Beni bu konuda ikna etmene gerek yok Kaplan. Zaten Gwen’in çocuklarının babasının kim olduğunu da biliyorum!!!’

Tahmin edileceği üzere Peter beyninden vurulmuşa döner..

Çok mesudum, hiç olmazsa Peter o esnada halen bekaretini koruyormuş. Hala insanlarda saf ve temiz duyguların var olduğunu, masum birlikteliklerin kaldığını umabilirim. Yalnız bu son Mary Jane hamlesi pek de iyi olmadı. Gwen hakkında böylesine hazmı zor bir durumu saklıyor olması, çiftin herhangi bir gizlisinin saklısının olmadığı, tamamen açık yaşanan Peter – Mary Jane ilişkisi çerçevesinde, hatta ‘Spider-man Blue’ öyküsündeki Peter – Mary Jane – Gwen yoldaşlığı mertebesinde pek de kabul edilebilir değil. Straczynski sadece Gwen’in mirasını değil, Peter’ın Mary Jane soluklanmasını da kökünden sallıyor. Herhalde farkındadır..

---------------



Amazing Spider-Man #512 (Kasım 2004)
Sins Past – Geçmişin Günahları - Bölüm 4/6
Yazar: J.Michael Straczynski
Çizer: Mike Deodato Jr.



Böylesi bir zirveyle sonlanan geçen sayının ardından Mary Jane açıklamalara girişir. Evet bu durumu saklamıştır ama sor bi neden! Çünkü Gwen Mary Jane’e ‘Bak bunu Peter’a söylersen ölümü gör!’ demiş, büyük yemin verdirmiştir. Eeee öldü gitti kızcağız, onu da gördün MJ, hala neyi saklıyorsun? Çünkü Peter duygusal insandır, böylesi bir durumun üzerinde yaratacağı mutlak tahribatın, ki birazdan Peter’ın tepkisine de geleceğim, Mary Jane gayet farkındadır. Bazı şeylerin saklı kalması, dile getirilmesinden evladır; sonucunda Gwen gibi geçmişin ezici bir gölgesinden kurtuluyor olunmasına rağmen, bu yeni durumun Peter’da yaratacağı tarifsiz Mary Jane adanmışlığına rağmen, Mary Jane adına sayısız fayda sağlamasına rağmen.. Böyle basit hesapların insanı değildir o, Mary Jane tek kelimeyle ‘muhteşem’ bir kadındır..

(Şu son birkaç cümle fasikülden değil, benim uydurmam, eklemem. Böyle düşünmek istiyorum. Aksi takdirde Mary Jane’in bu affedilemez, hazmedilemez Gwen gerçeklerini Peter’dan saklamasının bir özrü olamaz!)

Mary Jane cümleleri sıralamaya başlar.. Gwen, nedeni bilinmeyen Avrupa’ya gidiş hikayesi daha ortada yokken Norman’ı ziyaret etmiştir. Yıkılmış haldeki Norman’a duyduğu bir anlık zafiyet sonrası kendini Norman’ın koynunda bulur. Akabinde de Osborn’dan hamile kaldığını anlar. Bunun üzerine kaçarcasına gittiği Paris’te henüz yedi aylık olan bebeklerini doğurur. İşin garibi prematüre olması gereken bu bebeklerin normal doğumlu olanlardan gelişim babında herhangi bir farkı yoktur. Bir süre sonra Gwen memlekete geri döner, amacı bu durumu Peter’a açıklamak ve kendisinin bu bir anlık Norman zafiyetini anlayışla karşılayacağını umduğu Peter ile bebeklerini büyütmektir. Ancak geri dönüşü sancılı zamanlara denk gelmiştir, Harry zor durumdadır ve babası Norman Osborn’un ona herhangi bir desteği yoktur. Harry, dostları Peter, Mary Jane ve Gwen sayesinde hayata tutunmaktadır. Gwen bu ilgisizlik konusunu tehditler de içeren bir konuşma çerçevesinde Norman’a götürür. Diyalogun tepe noktası Gwen’in ikizleri Peter ile büyütme düşüncesini açıklaması olur. Çocuklarına yaklaşmasına müsaade etmeyeceğini söylediği Norman’ın hali hazırda, ‘özel’ Osborn kanını taşıyan bu çocuklar için bambaşka planları vardır ve Gwen artık bu yolda köstektir, yok edilmelidir.



Gwen, Osborn’un yanından çıkarken Mary Jane’nin bu konuşmaya tanık olduğunu farkeder. Artık olan olmuştur, Gwen tüm hikayeyi MJ’e aktarır ve ondan sessizlik sözü alır. Mary Jane, Gwen’in ayrılmasıyla odaya girip Norman’a tokadı basar. Bu sırada Gwen Peter’a herşeyi anlatmak üzeredir ancak Mary Jane’nin sahneye girmesiyle beklemeye karar verir. Ancak o açılma fırsatı bir daha hiç gelemez..



Dinlediklerinden sonra artık bütün yaşananlar Peter’a daha anlamlı gelmektedir; Gwen’in Avrupa’ya gidişi, Yeşil Cin’in özellikle Gwen’i hedef alması ve öldürmesi, Osborn’un sözde ölümünden sonra aslında Avrupa’da gizlendiğinin ortaya çıkması, Gwen’in ikizlerinin böylesi hızlı büyümeleri ve sıradışı güçleri artık yerli yerine oturmaktadır.



Pekiyi, Gwen’in geçmiş günahları açıklanırken Peter ne haldedir? Dağılmış bir şekilde dinlediği bu Mary Jane monologuna tepkisi fırtına öncesi sessizlikle başlar, tayfuna dönüşür. Gwen’in Norman ile yatmış olması kadar ilk sevişmesinin (ve muhtemelen tek – gerçi Fransa’da başka naneler yemiş midir henüz bilmiyoruz) onunla olmasına da takılmıştır. Eşyalar havada uçuşurken, bana kalırsa kadınca bir onur meselesi yapıp çekip gitmesi gereken Mary Jane, Peter’ı sakinleştirmeye çalışmaktadır.. Yine yazacağım, Mary Jane tek kelimeyle ‘şahane’ bir kadındır..



Sonrasında Peter Mary Jane’nin kollarında durulur ve yine büyük güç büyük sorumluluk getirir. Artık Peter’ın aklındaki, herşeye rağmen Sarah ile Gabriel’ın hızlı yaşlanma durumlarına bir çözüm üretebilmektir. Aksi takdirde Gwen’ın tek mirası olan bu çocuklar hayatlarını kaybedecektir..

Bu Gwen hikayesine okurun tepkisi sanıyorum Peter’dan farklı olmamıştır. Okur bir yandan Gwen’e, diğer yandan da Osborn’a saydırırken arada Straczynski’nin de güme gittiği aşikardır. Gwen masum kalsaydı, geçmişin günahlarını taşımasaydı keşke. Madem hiçbir şeyi, hiç kimseyi masum bırakamadınız, hiç olmazsa Gwen'in o yoğun haz temalı panellerini okurun gözüne gözüne sokmasaydınız! Biz romantiklere bunu yapmasaydınız bari!

Straczynski – Deodato Jr. yatacak yeriniz yok sizin!!!

---------------



Amazing Spider-Man #513 (Aralık 2004)
Sins Past – Geçmişin Günahları - Bölüm 5/6
Yazar: J.Michael Straczynski
Çizer: Mike Deodato Jr.



Örümcek Adam ani bir basın konferansı düzenleyerek, Sarah ve Gabriel’ı annelerinin öldüğü yere çağırır. Beklenen buluşma, kısa süre içerisinde meşhur George Washington köprüsünde gerçekleşir. Norman Osborn’a adeta tapan, onun yıllardır sürdürdüğü kara propagandayla Peter’ın kendilerini terkettiğine, annelerinin ölümüne neden olduğuna inandırılan ikizlere Peter babalarının kendisi değil Norman Osborn olduğunu anlatmaya çalışır. Peter’ın söyledikleri Sarah’a mantıklı gelir çünkü anlatılanlar, kıyaslama için Peter’ın neden kolay yoldan kendisinden değil de Gwen’in mezarını kazıp DNA örneği almasını açıklamaktadır.

Ancak Gabriel, Norman tarafından kendisine aşılananlara sıkı sıkıya bağlı bir halde, Peter’ın aktardığı bu yeni gerçekliğe kulakları tıkalıdır. Anlamaya değil kolay yola, şiddete başvurur. Tansiyon yükselirken polisin olaya dahil olmasıyla işler daha da karmaşıklaşır. Gabriel’ın Örümcek Adam’a yönelttiği silah Sarah’ı yaralar, Peter düşüşten sağ kurtulacağına kanaat getirdiği Gabriel’ı bir tekmeyle köprüden aşağı gönderir ve o hengamede Gwen’in ölümüyle sonuçlanan düşüş bir kez daha yaşanır. Bu trajik tarihi tekerrürde bu sefer aşağı yuvarlanan Sarah olur. Gwen’in düşüşünü binlerce, belki onbinlerce kez yaşayan Peter hazırlıklıdır, onca yılın pişmanlığıyla, ‘keşke şöyle yapmış olsaydım’larıyla artık mükemmel kurtarma senaryosuna ulaşmış olan Peter sayesinde Sarah’nın sonu annesine benzemez.



Bu karmaşadan sıyrılan Gabriel da Norman’ın ikizlere Örümcek Adam’ı öldürdükten sonra gitmelerini söylediği sığınağa ulaşır. Herşeyin planlandığı gibi gitmesi durumunda ikizlerin giymesi için iki Yeşil Cin türevi kostümün beklediği bu gizli sığınak Gabriel’a Peter’ın haklılığını kanıtlamaktadır.

Peter’ın bu düşüş sahnesindeki çifte standardı gözlerden kaçmıyor. Aynı ayarda dayanıklılığa sahip ikizlerden tekini ‘nasılsa bir şey olmaz buna’ diyerek köprüden bilerek ve isteyerek aşağı tekmele, diğerini ise bu düşüşten kurtarmak için sınırlarını zorla. Hadi bu noktada da Sarah’nın Gabriel’ın silahından çıkan kurşunla yaralı ve bilincini yitirmiş olduğu, dolayısıyla böylesi bir düşüşten sağ çıkamayacağı savıyla Straczynski’nin elini rahatlatayım.

Ve fakat yazar bu fasikülde bir şey daha yapıyor, Gwen’in ölümüyle sonuçlanan sahneyi yeniden Örümcek Adam’ın önüne koyarak, bu sefer kurtulan Gwen tıpkısı Sarah ile şunu demeye getiriyor: Gwen Stacy öldüyse bunun sorumlusu sensin Peter Parker! Panikledin, yanlış karar verdin ve Gwen’in ölümüne neden oldun. Gwen’i kurtarmak senin ellerindeydi!

Yavaş yavaş çözümlemeye yaklaşırken artık öyle koca koca sürprizler, hayal kırıklıkları yok. Okur olarak Gwen – Norman ilişkisini de bir güzel içimize sindirdik, son fasikülü merakla bekliyoruz.

Yalnız şunu belirtmeden edemeyeceğim ki Gabriel hiç babasına çekmemiş, biraz kalın kafalı. Oysa Norman zehir gibi adamdır :)

---------------



Amazing Spider-Man #514 (Ocak 2005)
Sins Past – Geçmişin Günahları - Bölüm 6/6
Yazar: J.Michael Straczynski
Çizer: Mike Deodato Jr.



Sarah, George Washington köprüsündeki düşüşten kurtulmuş olmasına kurtulmuştur ancak kurşun yarası sonucu yaşadığı kan kaybı nedeniyle hastanede hayatta kalma savaşı vermektedir. Doktorunun dediğine göre kanı tuhaftır (hikaye boyunca çok lafı geçen farklı ve özel Osborn kanı) ve hiçbir kan nakline yanıt vermemektedir. Daha yeni Gwen’in ve ikizlerin DNA’sıyla haşır neşir olmuş olan Örümcek Adam, kendi kanının aranılan çözüm olduğunu düşünerek kendinden nakil teklif eder. Bu kan nakli işe de yarar..



Bu arada Mary Jane hastaneye gelmiştir, güya çaktırmadan Örümcek Adam’la konuşmaktadır. Sonra abartır, kan nakli sonrası bitkin halde bir hasta koğuşunda yatan Örümcek Adam’ın yanında nezaretçi olur. Onlarca insan hastanede yanlarından geçerken bu garip birliktelik Örümcek Adam’ın Peter Parker kimliği açısından bir sorun, ‘Kim bu kadın, Örümcek Adam’ın yanında ne arıyor?’ gibi bir merak yaratmaz. Hele bir de Mary Jane’nin bir zamanların meşhur simalarından biri olduğunu düşünürsek.. Herşeyin bir açıklaması vardır tabi ki, olayı dip köşe araştırması kuvvetle muhtemel basın hastaneye alınmamaktadır, Mary Jane ise diğerleri tarafından Örümcek Adam fan kulübünün herhalde feci ‘nerd’ bir üyesi olarak görülmektedir. İnandırıcı mı? Eh işte..

Bu arada Gabriel gizli sığınakta Osborn’un video mesajını dinlemektedir. Norman tarafından bunca zamandır aldatılmış ve yönlendirilmiş olduklarını bile bile Gabriel yine de Yeşil Cin sıvısını kendisine enjekte eder çünkü Norman’ın belirttiği üzere yaşadıkları hızlı yaşlanmaya tek çözüm yolu budur..



Bildiğiniz gibi Yeşil Cin sıvısında insanın akıl melekelerini yitirmesine neden olan birşeyler vardır, Gabriel’da da etkisi benzer şekilde olur. Gri Cin kostümünü giyen Gabriel hastanede kendine gelmeye çalışan Örümcek Adam’a saldırır. Sonrasında mücadele hastanenin çatısına taşınır. Sarah ise boş durmamış, kendisini bekleyen polisi etkisiz hale getirip, onun silahıyla kaçmıştır. Gabriel, Örümcek Adam’ı halihazırda bayağı bir hırpalamıştır ancak son hamlesini yapmadan sahneye çıkan Sarah, Gabriel’a geri çekilmesini söyler. Ancak Gabriel’ın buna tepkisi Sarah’ya da saldırmak şeklinde olur. Sarah ise silahını ateşler ve Gri Cin’in kızağının patlamasına sebep olur. Patlama Gabriel’ın suya düşmesine neden olur. Sarah, psikolojik olarak yıkılmış, perişan bir vaziyette olay mahalini terkeder. Peter ise sağlam pataklanmış bir halde aklında Gwen’in hayali, onu her zaman seveceğini sayıklarken, maalesef bunu kendi üstüne alan Mary Jane’in kollarında kendinden geçer. Gabriel sudan çıktığında kim olduğunu dahi hatırlayamadığı bir amnezi yaşamaktadır..



---------------

Süratli başlayan, okuru adeta kamyon gibi çarpan ama beşinci fasikülle birlikte temposunu bir anda yitiren bir öykü ‘Sins Past’. Zaten sonlanırken pek çok soruyu da çözümlemeden bırakıyor. Norman Yeşil Cin formülünün ikizlerin hızlı yaşlanma sorununa yanıt olacağını açıklarken acaba doğruyu mu söylüyordu yoksa bu Yeşil Cin mirasının sürdürülmesi adına oynadığı son koz muydu? Eğer çözüm buysa, dozu almayan Sarah Stacy hastaneyi terkedip nereye gitti, başına neler geldi? Gabriel Stacy’ye ne oldu? Tüm bunların yanıtları, hemen peşisıra gelen ve yazarının bu sefer Straczynski olmadığı ‘Sins Remembered’ öyküsünde..

Pekiyi Straczynski’nin ‘Sins Past’ ile ilgili hissiyatı ne, biraz da buna odaklanalım..

Aslında Straczynski’nin ilk ‘Sins Past’ kurgusu, Peter Parker’ın gerçekten de Sarah ile Gabriel’ın babası olması şeklindeymiş. Ancak Örümcek Adam’dan mesul editörler bu fikri sevmemiş, iki yetişkin çocuğun Peter Parker’ı bir anda çok yaşlandıracağını öne sürerek hikayenin o halini kabul etmemiş. Sonrasında da ortaya, okur açısından hazmetmesi zor Gwen Stacy – Norman Osborn ilişkisi çıkmış. İşin ilginci, hikayenin revizyon görmüş bu halinden pişmanlık duyan Straczynski’nin ‘Sins Past’ın, yine kendisinden olma bir başka nefret odağı ‘One More Day’ esnasında Örümcek Adam sürekliliğinden çıkarılmasını istemiş olması. Hatta bunun gerçekleşmemesi üzerine şöyle demiş:

‘Bunu hep, Örümcek Adam’daki sürem dolduğunda yapabileceğimi düşünmüştüm. Müsaade edilmemesi beni gıcık etti!’

Ahhhh Straczynski ahhh!!! Yine ve yeniden iddia ediyorum ki bir kefeye Straczynski'nin Peter Parker'a yaptıklarını, ona ve yılların mirasına verdiği zararları koysak, diğer kefeye de Örümcek Adam’ın tüm düşmanlarını, Straczynski ağır çeker..



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Clone...