May Yenge...


Grafik olarak her daim çok yaşlı resmedilmiş bir karakterdir May Parker. Kırışmış yüzü, çökük avurtları, gözaltı torbaları ve gri saçlarıyla ununu elemiş - eleğini asmış bir profil çizer zannımca. Kadın olmanın ötesinde bir noktadadır, adeta cinsiyetsizdir, görüntüsüyle, konuşmasıyla, giyim-kuşamıyla büyükanne kıvamındadır. Bundan otuz sene öncesinin Bilka Örümcek Adamlarında okurken de halihazırda yaşlıdır, Örümcek Adam sürekliliğinde geçen anca beş senede doğal olarak o kadar daha ihtiyarlamıştır...

Bu hissiyatla yaklaştığım May Yenge’nin yıllar evveli Ahtapot’un gelini olmasını çok garipsemiştim. Ortayaşlı bir erkek olarak düşündüğüm Otto Octavius bir büyükanneyle neden evlenirdi ki, garip bir durum değil miydi bu? Neyse sonra bunun altındaki kötü niyeti öğrenmiştik de bir mantığa oturtabilmişti çocuk dimağım bu çarpık ilişkiyi...




Sonra Nathan Lubensky ile gönül ilişkisi başladığında, hatta bu ilişki nişanlanmaya kadar vardığında, birlikteliklerine bakışım artık yaşını başını almış iki ihtiyarın yaşlılıkta birbirlerine destek olma maksadıyla birleşmeleri şeklindeydi sadece. Nathan Lubensky, May Yenge ile yaşıt gibi görünüyordu, hiç olmazsa saçları beyazlamıştı, tekerlekli sandalyeye mahkumdu falan. İki tonton ihtiyarın yalnızlıklarından bir tamamlanma hali ortaya çıkıyordu. Ve bu ilişkide daha mahrem şeyler olabileceği aklıma dahi gelmemişti, zaten o yaşta ne olabilirdi ki. Ancak mutlu sonu göremeden Nathan Lubensky’yi kaybettik...

Daha sonra Jameson’ın babası Jay çıktı ortaya, soyadını May Reilly Parker’a verdi. İkilinin ilişkisi hakkındaki hissiyatım Nathan Lubensky döneminden farklı değildi, tonton ihtiyarların düzeyli, cinsellikten uzak birlikteliği. Masumdu, ta ki Avenging Spider-man’in onbirinci fasikülüne kadar...


Ben Amca umarım yukarıdan bir yerlerden bu konuşmaya tanık olmuyorsundur...

Ben Amca’nın mezarı başında May Yenge ile Peter Parker arasındaki bu diyalog deyim yerindeyse kanımı beynime sıçrattı!

---

'Umarım Ben bizi duymuyordur ama tutamayacağım kendimi. Peter inanmazsın, Jay ile tavşanlar gibi sevişiyoruz. Maaşallah Jay de 18'lik delikanlılara taş çıkartıyor. Bilsen ne fantaziler, ne fantaziler!'

---

Ne gerek var May Yenge'nin ağzından Jay ile çılgınlar gibi aşk yaptıklarını açıklamaya, naif karakterine uydu mu kadının! Örümcek Adam evrenine, sürekliliğine ne gibi bir katkısı oldu böyle bir itirafın yıkımdan başka. Ne gerek var Ben Amca’ya mezarında takla attırmaya...

Steve Dillon'ın May Parker yorumu... Ürkünç!


Şu kadını, şu büyükanneyi bile arzu nesnesine çevirdiniz ya, ben daha ne diyeyim! Sırada ne var, May Yenge’nin hamile kalması mı yoksa Jay’in karşısında direk dansı yapması mı?

Yatacak yeriniz yok sizin!




Yorumlar

  1. May Parker'ı arzu nesnesine çevirmek mi? Yani... İyi ki Spider-man okumayı uzun zaman önce bırakmışım diyorum her gün, bu tür şeyler öğrendikçe. 90'lardan sonra, hele hele Civil War sırasında/sonrasında maalesef ağ-kafa bitti benim için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dile kolay, 50 yılı devirmiş bir yan karakterden bahsediyoruz burada. May Yenge Örümcek Adam sürekliliğinde okurun karşılaştığı ilk karakterlerden. Tam olarak referans vermek gerekirse Ağustos 1962 tarihli Amazing Fantasy sayı 15 yani Peter Parker’ın o meşhur örümcek tarafından ısırıldığı sayı, uzun bir kahraman-okur yoldaşlığının başladığı fasikül. Onlarca yıl boyunca karakterler şekilleniyor. Misal Peter Parker yaşının çok ötesinde bir olgunluğa sahip iyi aile çocuğu olarak zihinlere kazınıyor. Örümcek Adam maskesini yüzüne geçirdiğindeyse ‘terbiyesinden herhangi bir şey yitirmeden’ alaycı tarafa kayıyor...

      Örümcek Adam’ın ilk dönemlerini orijinallerinden değil de Bilka baskısı albümlerinden okuduğum için burada başka bir unsurun daha ortaya çıktığını düşünüyorum. Tıpkı Bilka’nın hayalet çizerlerinin Örümcek Adam panelleriyle oynayıp bunlara eklentiler yapması gibi (ki blogda bununla ilgili paylaşımlarım da söz konusu) çevirileri yapan kişilerin de karaktere katkıları ve beğenmediği sivrilikleri törpülemeleri olmuş olabilir. Ama bu, Türk okurundaki Peter Parker algısını oluşturan bir faktördür, karakteri böyle tanımış, bu haliyle bağrına başmıştır. Örümcek Adam sürekliliği bizler için sekmelere uğrar, bir yayıncıdan öbür yayıncıya savrulurken, okur olarak beklentim karakterler özelindeki bu temel prensiplere riayet edilmesidir. O yüzden vakti zamanında Örümcek Adam bir konuşma balonunda ‘hass…’ dediğinde bünyem bu durumu kabul etmemiş, ortaya çıkmak için fırsat kollayan isyancı tarafım kalemi eline almış, bir zamanların olgun Peter Parker’ına çevirmen dostumuzun yakıştırdığı o basit, ergen diyalogları küfürle birleştirip ‘Bu nasıl bir çeviri vs.’ diye olaya girmiş, bir sonraki yayıncıya geçene kadar da Örümcek Adam okumamıştır...

      Aynı durum May Yenge için de geçerlidir. Bu kadının da okurun dimağında oturmuş bir karakteri vardır. Naiftir, nettir, seviyelidir, Peter ile ne kadar yakın olursa olsun böylesine özelini yeğeniyle paylaşmayacak kadar mesafelidir. Mezar başında yaşanan bu diyaloga yazarıyla – editörüyle müsaade edilmesi ise aymazlıktır...

      Süreklilik denen şey bir serinin onyıllarca devam etmesi demek değildir. Karakterler özelinde konservatif davranılması, önceki onyılların mirasının korunması da sürekliliğe dahildir!

      O yüzden size, isyanınıza gayet hak veriyorum...

      Sil
  2. HOZ Örümcek Adamlarını yeniden okurken tamamen aklımdan çıkmış bir ayrıntıyla karşılaştım. Peter Parker, MJ ve May Yenge üçlüsünün Stark Kulesi’nde yaşadığı dönemde (aynı zamanda New Avengers kurulduğunda, 'Avengers Dağıldı' hikayesinde yıkılan ve öylece bırakılan malikanenin üs olarak yerini alan yeni Avengers kampüsü) May Yenge’nin Jarvis’e de hallendiğini görmekteyiz. Hemen ilk ciltte...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutantın Alpha’sı, Gamma’sı, Omega’sı...

Nils Holgersson ve Morton: Sapasağlam Bir Çocukluk Nostaljisi...

Clone...